30 Eylül 2007 Pazar

KÜRTLERİN GÜNDEMİ

KÜRTLERİN GÜNDEMİTamer AYDIN-Nasname Yazarı Kürtler tarihsel olarak kritik dönemlerden geçmektedir. Türk genelkurmayı Kürt varlığını, Kürt kazanımlarını bir daha geri gelmemek üzere yok etmek için uluslararası alanda diplomatik, siyasi ve askeri çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdadır. Son zamanlarda İlker Başbuğ’un açıklamaları, Ankara’da yürütülen Türkiye-Irak görüşmeleri, Türkiye-Suriye ve Türkiye- İran yakınlaşması Kürtlere karşı Türkiye’nin koordinatörlüğünde topyekun savaşın başladığını gösteriyor.Amerika’nın Irak’ta sıkıştığı ve çıkış yolu aradığı bilinmektedir. Amerika’nın ülkesinde yapılacak seçim gündemine girmeden bazı düzenlemeler yaparak en az zararla Irak’tan çekilmeyi veya en azından seçim sathı mahalinde önemli problem yaşamamayı düşündüğü ortadadır. ABD, ülkesinde 4 Kasım 2008’de yapılacak başkanlık seçimlerinden önce risklere ve fazla masrafa girmek istememekte, başının belada olduğu bölgelerdeki sorunları en aza indirmeye çalışmaktadır. Türk Genelkurmayı ve İlker Başbuğ bunu görmüştür. İlker Başbuğ’un bu aşamada Amerika’ya karşı tehdit içeren ‘’ Türkiye’nin gelişmeleri engelleyebilecek, maliyetlerini artırabilecek bir güce sahip olmadığı da söylenemez.” yönündeki açıklamaları ve bu yöndeki gizli diplomasisi ABD’ye gözdağı vermek ve pazarlık ortamı oluşturmak amaçlıdır. Bu tehdit, amacına ulaşmış, Türkiye’nin istediği anlaşmayı yapmak için Irak heyeti Türkiye’ye gelmiştir. ‘’Kerkük referandumunun geciktirilmesinin Sonuçları’’ başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi İskenderun sancağının durumu ile Kerkük ve Güney Kürdistan’ın bugünkü durumu arasında benzerlikler bulunmaktadır. MGK devleti, dün İskenderun Sancağında Fransız işgal yönetimine uyguladığını bugün de işgal kuvveti olan ABD’ye uygulamaktadır. Tehdit ve şantaj politikasıyla sıkışmış işgal kuvvetini korkutup panikletmek ardından ülkenin ekonomik kaynaklarını, siyasi ve askeri gücünü önüne sererek satın almaya çalışacaktır. İşgal kuvvetine, Kürtler için değmeyeceğini önüne serdiği rüşvetleri göstererek kazançlı çıkacağını belirtecektir. MGK devletinin bu şantaj politikasından sonuç almaya başladığı görülmektedir. Iraklı yetkililerin bu aşamada Ankara’ya gelmesi ABD’nin de Türkiye’nin tehditlerini ciddiye aldığını göstermektedir.Bu aşamada uluslararası konjokturun Kürtlerin aleyhine olduğunu, Kürtlerin ağır sorunlarla yüzyüze olduğunu, kazanımlarının ve hayallerinin tehlikede olduğunu söyleyebiliriz.Bu tehlikeli saldırının önlenmesi için öncelikle Kürtlerin birlik olması, Kuzeyi ve Güneyi ile saldırıları savuşturmak için işbirliği yapması gerekmektedir. Kürtlerin gündemi kazanımları korumak ve saldırıya birlikte karşı koymanın yolunu aramak olmalıdır. Güney Kürtleri, Ankara’da yapılan anlaşmaya verdikleri tepkiyle tehlikenin farkında olduğunu göstermişlerdir. Kürt ordusunun sözcüsü, "Irak, Kürdistan Bölge hükümetinin onayını almadan herhangi bir ülkenin ordusuna 'Kürdistan Bölgesine girme veya Kürdistan Bölgesinin sınır egemenliğini ihlal etme' izni veremez" diyerek komploya tepkisini koymuştur. Kürtler ağır saldırı ve tehdit altındayken kuzey Kürtlerinin gündemi ise Güney Kürtlerinden farklı. Kürt milli varlığı ağır bir saldırı altındayken Kuzey Kürtlerinin güçlü örgütü’’‘Önder Apo’yu Yaşa ve Yaşat’ kampanyası başlatacaklarını belirtti. Öcalan’ın yerinin değiştirilmesi ve tedavi sürecinin başlatılmasının aciliyet arzettiğini kaydeden KCK, ‘sonuç alıncaya kadar eylemsellik’ yapılacağını söyledi.KCK’nin bu ortamda yaptığı açıklamada da görüldüğü gibi Kuzey Kürtlerinin gündeminin farklı olduğu görülüyor. KCK’nin önceliğinin Kürt milli varlığı değil Öcalan olduğu görülüyor.
09/30/2007 07:09 PM

Nasname'den alınmıştır..

Hiç yorum yok: